Turan Aksoy’un sessiz kavşağı

Yaşamlarımız, zaman ve mekânın kesiştiği asimetrik bir kavşaktan başka ne ki? Bir taraf, geçmişle uzanan dar patikalara; değişiği geleceğe doğru açılan kayıp otobana dayanıyor. Turan Aksoy, Pi Artworks İstanbul ’daki yeni sergisiyle, durduğu kavşaktan baktığı peyzajı fragmanlar haline resmediyor.
Aksoy, Pi Artworks ’deki buluşmamızda, serginin çıkış noktasının Kıbrıs ’ta beş ay gibi bir vakte yayarak surattan fazla kerede çekimini yaptığı ‘Kumpaslı olmayan-Habitat ’ isimli resim olduğunu söylüyor. Resme, karşılıklı yerleştirdiği dört dakikalık tek kanallı ‘Bisiklet ’ videosu eşlik ediyor. ‘Bisiklet ’, neredeyse sabit sayılacak statik bir imajın, birebir görüntüsü üzerine odaklı. Tüm serginin, birbiriyle diyalog halindeki bu iki işin çevresinde şekillendiğini hipotez etmek efor değil. Aksoy, izleyiciyi kendi tabiriyle ‘dünyanın inanılmaz kumpası ve sıradan kumpassızlığı ’ içerisindeki yalnızlığın şiddeti içerisine sürüklemeye kararlı görünüyor.
Galerinin kalbinde ise tüm bu yalnızlığın kırılganlığının şekillenmiş hali izlenimi veren üç ebatlı sırça enstalasyonu ışıldıyor. Göz seviyesindeki iki tabakalı metal konstrüksiyon üzerinde, sırça parçalarından inşa edilen yerleştirme; kendi içerisinde oluşturduğu mekân ve bu espası görmeye yarayan ‘penceresi ’ ile, Aksoy ’un içerisi-dışarısı, mahrem-kamusal, şahsi-cemiyetsel gibi 1980 ’lerden bu yana sanat pratiğinin mutena sorunları haline gelmiş kavramlara değmekte. Yeniden otobiyografik unsurları kapsayan ‘Ergenlikle Alakalı Romantik Olmayan Hikâyeler ’ ve sergiye de adını veren ‘Simetrik Olmayan ’, sanatçının ergenlik gibi sancılı geçen psikolojik bir yarıyılı, şahsi tarihin cemiyetsele olan geçişliliği üzerinden bir okuma teklifi kalitesinde. Çünkü Aksoy, kendi hayatına, belki de ‘Kıbrıs ’ gibi bir duraktan dönüp bakmasıyla oluşan bir psikolojik peyzajı paylaşmaya çalışıyor izleyiciyle. Bu öteki taraftan, aktüel hayatın dinçlerinin dayattığı hayatı yaşamıyor, sadece izliyormuşuz hissine rağmen, bir anlama gayreti da.
Serginin coşku verici işleri ise Aksoy ’un tablet aracılığıyla ürettiği dijital boyama işleri. Kâğıt üzerine baskı olarak sergilenen dijital çalışmalar, nazik ve kırılgan halleriyle sırça enstalasyonun duvardaki gölgelerini anımsıyor. İzleyici, bu arıtılmış işlerde Mark Rothko ’nun eforunu ve cafcafını suskunluğunda bulan ve ‘yüce estetiğine ’ temellenen yapıtlarını andırabilir. Bu yapıtlar üzerinden denebilir ki, Turan Aksoy ’un galibiyeti, imalinin aralıksız tazeliğine gözetirken, bir yandan da hafızayla olan ilişkisini hiç koparmıyor oluşu.
Fransız sanat tarihçisi Daniel Arasse, Mark Rothko ’yu ‘Amerika ’nın en şiddet dolu ressamı ’ olarak belirlemişti. Rothko ’nun, 1970 ’lerde ürettiği acıklı hayatından izler taşıyan minimalist- kavramsal yapıtları bugün cafcafını ve gizemine gözetiyor. Her ne kadar Rothko ’nunki ‘şiddet ve vefat üzerine bir estetik ’ olsa da, Aksoy ’la Rothko ’yu buluşturanın belki aynı kavşak, belki aynı manzara suskunluğu olduğunu söylemek muhtemel.
Turan Aksoy ’un ‘Simetrik Olmayan – Dyssymmetrical ’ başlıklı sergisi, 14 Ocak ’a kadar Pi Artworks İstanbul ’da.
Kaynak: Kumru Eren/Hürriyet
“Teşekkürler bu sevgi için”Bizlere neler sunuyor?Dikkat sürükleyen ayrıntı!